11 Haziran 2013 Salı

Serge Lutens- Muscs Koublai Khan EDP / 1998



























'' Çin imparatoruna çamurlu çizmeleri ve diğer tüm şeyler için üstüne basmak amacıyla değerli kürkler serilirdi...


Ultra hayvansı misk ve tabaklanmış deriler...''

Serge Lutens



Fransız niş parfüm markası Serge Lutens' in, misk temalı parfümü olan Serge Lutens Muscs Koublai Khan' ı yorumlamak istiyorum. İsmi Kubilay Han Miski olarak çevrilebilir.

Kubilay Han, ünlü Moğol hakanı Cengiz Han' ın torunudur. Çin' deki Moğol- Yuan sülalesinin kurucusu ve ilk imparatorudur. Muscs Koublai Khan da, Kubilay Han' a gönderme yapmakta.

Misk, amber, gül, misk yağı ( civet ) kokularının baskınlaştığını söyleyelim. Tozlu, kirli, yoğun, ağır ve hayvansal aromalar birçok kişinin başını ağrıtabilir. Günümüz parfüm alışkanlıklarına hiç uymuyor. Daha çok konsept ve özel koleksiyonluk bir parfüm olmuş. Şipre kategorisinde gösteriliyor.

Notaları şöyle açıklanmış= Kunduz yağı, laden otu, amber, gül, kimyon, misk yağı, paçuli, misk, vanilya.

Parfüm düz çizgide ilerliyor. Koku karakteri çok büyük değişimler göstermiyor. Hayvansallık had safhaya varmaktadır. Sentetik misk yağları parfümü domine etmektedir. Ahıra girmişsiniz gibi kokan ağır ve hayvansal bir misk ve misk yağı ile başlangıç yapılıyor. Sığır derisi ve terli vücut gibi kokuyor. Açılış kısmı iyi değil. Aralarda az miktarda gül ve reçineler var. Daha sonra hayvansallık yükseliyor ve buna baharatlar katılıyor. Son bölümde ise, çok güzel ve mistik bir amberle kapanış yapılmaktadır. 



Bu parfümün rayihaları insanı şaşırtıyor, afallatıyor, abondone ediyor, hazırlıksız yakalıyor. Teninize yerleşen kokuyu, hemen yıkayıp temizlemek istiyorsunuz. Amber hariç, diğer notalar tahammül sınırlarını en uç noktalara kadar zorluyor. Dengenizi kaybediyorsunuz. Eğer yıkamazsanız, teninizde dört gün boyunca kalacaktır... Serseri, pis, yabanî ve hoyrat bir parfüm olmuş.

Biraz da, bu parfüme ilham veren Kubilay Han' dan bahsedelim...

Cengiz Han öldükten sonra, Çin' deki Moğol- Yuan sülalesini kurdu ve Büyük Han ünvanıyla, bütün Moğol İmparatorluğu' nun başına geçti. Moğollar, Cengiz' den sonra İran, Türkistan, Rusya ve Çin' de dört ayrı devlet olarak örgütlendiler. Çin' deki Kubilay sülalesi, bütün Moğol devletlerinin metbuu ( yöneticisi ) sayılıyordu. Kubilay, uzun ve yorucu savaş ve istilalardan sonra Çin' i fethetti ve Pekin sarayına yerleşti. Eski Moğol başkenti Karakurum unutuldu ve bakımsızlıktan zamanla harabeye döndü.



Bugünkü Çin parası Yuan, adını Kubilay sülalesinden alır. Kubilay Han zamanında Çin' de kağıt para kullanılmaya başlandı. Daha önce, alışverişlerde takas olarak altın kullanılıyordu. Kubilay Han, Çin ve Pekin' de ticaret hayatını canlandırdı. Uzun savaşlar sırasında sekteye uğrayan ipek ve baharat yolu ticaretine tekrar işlerlik kazandırdı.

Pekin, öteden beri canlı bir ticaret, kültür ve sanat merkeziydi. Kubilay Han, Pekin' i o zamanın en büyük uygarlık merkezi haline getirdi. Kenti imar ettirdi. Büyük su kanalları yaptırdı, eskilerini de genişletti. Böylece tarımsal hayat canlandı. Kentte birçok han ve kervansaray, okul, hastane, kütüphane yapıldı. Yollar genişletildi. Çok sayıda köprü yapıldı.

Kubilay Han, dünyanın bugüne kadar gördüğü en geniş imparatorluğa hükmediyordu. İdaresi altındaki topraklar dört tane Avrupa kıtası büyüklüğündeydi. Baltık ve Çin denizleri arasında 44 milyon kilometrekarelik bir ülkeyi yönetiyordu. Dünyanın ilk posta teşkilatı olan YAM, Kubilay zamanında kurulmuştur. Bu denli uçsuz bucaksız topraklar üzerinde ticaret kervanları hiçbir saldırı veya soyguna uğramadan, rahatça gidip gelebilmiştir. Çünkü Moğollar, o günkü dünyanın bilinen bütün kısımlarına barış, huzur ve esenlik getirmişlerdi. Bu dönem, Pax Mongolica/ Moğol Barışı olarak anılır. Ticaret malı zarara uğrayan tüccarın zararı, devlet hazinesinden karşılanırdı. Bu, ilk sigorta sistemidir. Bir posta görevlisi, imparatorluğun bir ucundan öbürüne, sadece üç gün gibi kısa sürede varabiliyordu. Kısa aralıklarla posta merkezleri kurulmuştu.

Kubilay Han, bazı Batılı yazar ve tarihçiler tarafından barbar, kıyıcı, kan dökücü gibi sıfatlarla anılsa da, aslında öyle değildi. Geniş bir genel kültürü vardı. Çince, Türkçe ve Tibetçe biliyordu. Edebiyat, bilim ve sanata ilgiliydi. Zamanına göre iyi eğitim görmüştü. Ülkesinde dinî özgürlük ve hoşgörü vardı. Müslüman ve Hıristiyanları valilik, vezirlik ve memurluklara atadı. Devlet adamlarında aradığı vasıflar yetenek ve liyâkatti. Kâdim Çin icadı olan barutu geliştirmiş ve top haline getirmişti. Bunu Çin istilaları sırasında kullandı...

Koku - 3 Kalıcılık - 5



Kendinize en uygun parfümü seçip, beğeniyle kullanabilirsiniz. Parfüm Testimize katılın. http://7nota1parfum.blogspot.com.tr/p/parfum-testi.html



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder