1 Mayıs 2018 Salı

ONUR ÇETİN : Parfümün Felsefesini Anlamak






ONUR ÇETİN

Parfümün Felsefesini Anlamak

Blog yazarı, düşünür, Parfüm Filozofu, usta parfümor, öğretmen, araştırmacı- yazar, parfümün dilinden anlayan bir sanatçı, Parfümün Duayeni, Honour 79 parfümlerinin mucidi... Honour 79 parfümleri tasarım harikasıdır. Benzersiz ve özgün deneyimler yaşatır. Günlük yaşam ritüelidir. Ulaşılabilir bir lüks ve konfordur...

Röportaj : Hakan ERDER

Hakan Erder- Klasik sorudan başlayalım... En beğendiğiniz parfümler hangileri ?

Onur Çetin- Bunu geniş bir yelpazede ele alabilirim. Amber temalı parfümlerden Serge Lutens- Ambre Sultan, bol baharatlı parfümlerden Marc Jakobs Bang, Costume National- Homme... Sonra modern- odunsu parfümlerden Comme des Garcons- Wonderwood, vetiver temalı parfümlerden Hermes- Terre D' Hermes, The Different Company- Sel de Vetiver, şifalı ot temalı parfümlerden Issey Miyake- Bleue Fraiche isimli kokuları tercih ederim. Arap niş parfüm markası Amouage' ın Epic Man, Opus 6, Opus 7, Jubilation Man, Ubar Woman adlı parfümleri de hoşuma gidiyor. Tercih ve zevklerim çok farklılık gösterir.

H. Erder- Mükemmel bir parfüm, sizce nasıl olmalı ? Günümüzde herkes, hayatının parfümünü imza kokusunu arıyor... Mükemmel parfümü bulma şansımız var mı ?

O. Çetin- Mükemmel parfümden kasıt nedir, kime veya neye göre mükemmel ?... Bana şimdi bu soruyu sordunuz. O zaman kendimce cevap vereyim... Mükemmel parfüm biraz serseri ve pis olmalı. Aykırı ve arızalı olmalı. Mükemmel olan, kusurlu olandır! Ne demek istiyorum ? Mesela Costume National Homme' da kesif bir ağaç reçinesi ve yoğun ve keskin bir tarçın aroması var. İnsanlar arızalı ve bozuk bir reçineye ve tarçına tahammül edemiyorlar. Ama işte, bu kusurlar bir parfümü bence mükemmel yapıyor. İnsanlar kolonya tarzı, hafif kokuları kullanmayı seviyorlar. Bu sefer de riske girmedikleri için mükemmel parfümü bulamıyorlar...

Olaya başka bir boyuttan bakalım : Kaliteli parfüm nedir ? Kaliteli parfüm yapmak için, birçok tehlikeli notayı çıkarıp atmak ya da parfüme hiç koymamak zorundasınız. Yani ekleyerek değil, çıkararak ve sadeleştirerek kaliteli parfüme ulaşırsınız. Tarçın, öd ağacı, deri, tonka fasülyesi, misk yağı gibi aromalar ya konulmamalı, ya çıkarılmalı. Bu notalar parfümü aşırı sıcak, yapay, plastik ve çok şekerli- tatlı yapıyor. Koku formunu bozuyor. Önemli olan, bir parfümün, insana farklı ve özgün deneyimler yaşatması, olumlu ve iyimser bakış açısı vermesidir.

H. Erder- Koku hissi sizce nedir ? Koku ve tat duygusunun birbirine benzer yanları olduğunu söylüyorlar. Siz ne dersiniz ?

O. Çetin- Tabiî, doğru... Bir parfümor için, herhalde en önemli organ burun, en önemli yeti de koku duyusudur... Baharatlı yemekleri severim. Çünkü baharatın tadı ve eşsiz aroması hoşuma gidiyor. Baharatlı parfümleri de çok beğenirim. Yemekten hoşlandığınız şeyi, koklamaktan da hoşlanırsınız. Her derde deva denilen şifalı bitki çayları var. Adaçayını severek içerim. Şifalı otlar gibi kokan parfümleri de beğenirim. Yaşadığımız koku ve tat deneyimleri, hangi parfümleri de seveceğimizi belirliyor. Bu minvalde, parfümün günlük yaşamla ayrılmaz bir ilişkisi vardır.

H. Erder- Parfüm tasarlama sürecinde neler hissedersiniz ?

O. Çetin- Tasarım ve yaratım, her şeyden önce hayâl gücü ve düşünce gerektirir. Zaten parfüm de, duygulara, düşüncelere ve hayâllere hitap eden bir şey...Benim için, parfüm tasarımının iki boyutu var... Teknik boyut ve duygusal boyut. Teknik boyutta, bazen mekanik olarak hareket ederim. En sevdiğim notaları biraraya getiririm. Bazılarını az, bazılarını çok kullanırım. Bazen de denge yaratmaya çalışırım. Duygusal boyuta gelince... Bir düşünce, bir felsefe bana ilham verir. Mesela, Anadolu çok zengin bir bitki florasına ve baharat varlığına sahiptir. Honour 79- No. 6 adını verdiğimiz parfümü yaratırken, Anadolu kültüründen ilham aldık. Mesir macunu, kapalıçarşılar, baharat dükkânları metaforunu kullandık. Honour 79- No. 6' daki aromatik otlar ve yabanî bitkiler, Aksaray ve Orta Anadolu' nun dağlarında kendi kendine yetişiyor.

Sonuç olarak, her parfümün bir hikâyesi ve felsefesi vardır. Zaten bundan dolayı, insanlar onda kendilerinden bir şeyler bulurlar ve onu satın alırlar.

H. Erder- Yakın zamanda, kendi adınıza bir parfüm çıkardınız. Honour 79 Handmade parfümleri nasıl ortaya çıktı ? Bu parfümler piyasada sizce nasıl konumlanıyor, hedef müşteri kitleniz nedir ?

O Çetin- Bir zaruret ve ihtiyaçtan ötürü böyle bir çalışma yaptık. Artık insanlar dolum parfüm olayını yavaş yavaş bitirdiler. Müşterilerimizden, niş parfüm üretmemiz için talepler geliyordu. Biz de HONOUR 79- HANDMADE Butik Parfümlerini piyasaya sürdük. Talebe cevap verdik. Birçok kişi ve kurumsal firma, bu kokulara ilgi gösterdi. Bayağı satışlar yaptık. Siparişler de alıyoruz. Honour 79' lar el yapımı kokulardır. İnce el işçiliğiyle üretiliyor. Esanslarını 2 ya da 3 gün boyunca güneş almayan ve serin bir ortamda dinlenmeye ve olgunlaşmaya bırakıyoruz. Sonra ince milimetrik hesaplarla şişelere aktarıyoruz. Esans oranı % 40 olarak belirlendi. Böylece yoğun ve güçlü kokular yapıldı. Deluxe kalitede esanslar kullanmaktayız.

Yeri gelmişken, Honour 79 parfümlerinin felsefesinden bahsedeyim... Değerli ve pahalı parfümler üretmek istiyoruz. Bizim için felsefe, bizatihi üretim felsefesidir. Yani üretim faaliyeti, yaratıcılığı ve düşünme faaliyetini gerektirir. Örneğin, Honour 79' larda sert notaları yumuşak notalarla dengeledik. Üretim, formülasyon ve sunumda basitlik ve sadeliği temel alıyoruz. Kokularımızda, genel beğeniye uygun olarak hammadde ve esanslar daha kaliteli seçilmekte.

Üretim felsefemiz şudur : Baharatları ve odunsu notaları, turunçgiller ve tatlı meyveler ile harmanlayarak, Modern- Odunsu Parfümler yaratmaktır.

Ancak, kendimize de bir özeleştiri getireyim... Ürün geliştirme, iş geliştirme üzerine daha fazla düşünmeliyiz. Daha yoğun ve kuvvetli esans, daha fazla müşteri memnuniyeti demektir. Parfümlerimizin kalitesini her zaman yükselteceğiz.

H. Erder- Sizce parfüm sektörü nereye gidiyor ? Geniş kitlelere hitap eden parfüm mü, yoksa sanatsal kaygılar taşıyan niş parfüm mü ?

O. Çetin- Eskiden ana akım markalar, niş markaları takip ve taklit ederdi. Oysa şimdi niş markalar, geniş müşteri pazarından pay kapmak için, ana akım parfümlerin koku ve hammadde biçimlerini taklit ediyorlar. Ticarî kaygılar ve özensiz işler, niş markaları da, ana markalar ile aynı seviyeye getirdi. Elbette her marka aynı tuzağa düşmüyor. Mesela, ana akım markalar vetiver temasını kullanıp parfüm yapmaya başladılar... Aynı yoldan niş markalar da yürüdü. Öyle ki, bazen dolum parfümlerde bile niş marka kalitesini ve konseptini gördüğümüz koku örnekleri oluyor. Niş markaların hepsi bence, sanatsal kaygılar gütmüyor. Kalitesiz birçok işler de yapabiliyorlar.

Artık parfümün güncel olması, ulaşılabilir olması önemlidir. Parfüm günlük yaşamın içinde yer almalı, günlük yaşamdan kesitler sunabilmeli. Hatta sıradan günlük deneyimlerimize dayanmalı...

Parfümor Onur Çetin' e bu keyifli ve öğretici sohbetten dolayı teşekkür ederiz.

Hakan ERDER


1 yorum: