Fransız parfümor Serge Lutens, parfümlerinde çoğunlukla Arap kültürünün unsurlarına yer vermektedir. Amacı ise, geleneksel Arap parfümlerinin modern versiyonlarını üretmektir, denilebilir. Yani, ağır, yoğun ve zengin rayihalı Arap parfümlerinin köklerine dokunmadan, bunları modern tatlı baharatlar, tatlı kırmızı meyveler ve reçinelerle tekrar yorumlar. Arap kültüründen başka, Doğu coğrafyasının kokularından ve ruh dünyasından esinlenir. Keskin ve yoğun baharatlar, Serge Lutens' in anlatım ve ifade biçimlerine yön verir.
Serge Lutens Cuir Mauresque hakkında yorum yapar mısınız ?
Parfümün adı,
Mağribî Derisi anlamına geliyormuş. Deri temalı bir parfüm ve deri grubunda gösteriliyor. Adından dolayı Kuzey Afrika- Arap kültürüne gönderme yapıyor. Kuzey Afrika' da yaşayan Araplara,
Mağribî ve onların ülkelerine de
Mağrib ülkesi deniliyordu. Araplar 8. yüzyıldan itibaren İspanya' yı fethedip, oraya yerleşmişlerdi. İspanya' ya, Afrika' nın kuzeyinden yayılmışlardır.
Serge Lutens neden böyle bir parfüm yapmış ?
Serge Lutens' in Arap- Mağribî ve Ortadoğu kültürlerine ilgisi bilinen bir şeydir. Fransa' nın eski sömürgesi olan Kuzey Afrika ülkelerini ziyaret etmiş. Fas' a gelmiş ve oradan bir ev satın almış. Oraya yerleşmiş. Evinin bir kısmını, parfüm tasarlamak ve üretmek için atölyeye çevirmiş. İlham kaynaklarını öncelikle Fas' tan alıyor. Aynı minvalde, Arap kültürü, gelenekleri, günlük yaşamı, alışkanlıkları Serge Lutens' e nüfuz etmektedir. Arap mutfağı ve geleneksel Arap parfümlerinde kullanılan keskin ve egzotik baharatlar, kendisine ipuçları vermiş olmalıdır.
Serge Lutens Cuir Mauresque, böyle bir deneyimin ürünüdür. Bu parfümde deri notası, başat ve yönetici temadır. Hayvansal ve dumanlı rayihalar, baharatlar, yoğun çiçekler, hacı yağı esintileri ile ifade edilen sıcak ve egzotik bir kokudur. Bu parfümün notalarını baharat dükkânı kokusuna, hacı yağlarına, tıbbî ilaçlara, ağır sığır derisi kokusuna benzetiyorlar. Ben de buna katılıyorum. Harmanına bakalım=
Misk, yasemin, sedir ağacı, ambergris ( gri kehribar ), muskat, tütsü, tarçın, portakal çiçeği, yasemin, karanfil, mandalina kabukları, civet ( misk yağı ), deri, kimyon, sığla yağı, mür yağı, öd ağacı notaları verilmiş.
Baktığımızda, deri temalı, ama oryantal esintili, egzotik bir parfümle karşılaşmaktayız.
Serge Lutens- Cuir Mauresque- in açılışı şaşırtıcı ve alışılmadık bir tarzda olmuş= Hacı yağı efektli yoğun ve pudralı çiçekler ve mandalina/ portakal kokusu diyebilirim. Algı sınırlarını aşan, ağır ve yapay bir hacı yağı esintisi... Sonra gene portakal ve baharatlar gelmekte. Devamında deri teması alınıyor. Bu deri notası da biraz sentetik ve yapaydır. Buraya kadar olan açıklamalardan sonra, parfümle ilgili ilk izlenimlerimizin olumsuz olduğu ve bayağı bir not kıracağımız hissine kapılmak düşünülebilir. Evet, ilk bakışta öyle...
Ama, parfümün tene yerleşme sinyalleri verdiği aşamada, egzotik ve zengin kokulu bir baharat çeşnisiyle karşılaşıyoruz. Sıcak baharatlar. Mesir macunu gibi baharatlar. Deri, her daim baskın olmak kaydıyla, buna baharatlar katılmakta. Ne var ki, bu deri, ortalardan itibaren tatlımsı biçim alıyor. Hayvanî bir deriden, tatlı bir deriye evriliyor. Bu ilginçtir. Bu etkiyi sağlayan, baharatlar olmalıdır. Bir taraftan da, galiba misk/ misk yağından gelen bir hayvansallık algılanıyor.
Genel durum bu merkezde olmakla beraber, bir işaret noktası koyalım= Baharat ve deri notasının arasında, yoğun pudralı çiçekler de ikincil öneme sahiptir. Yoksa, orta notaları forse eden dinamikler deri ve tatlımsı baharatlardır.
Kapanış ve sonlar ise, koyu ve kirli bir deri, nispeten yumuşak ve kremsi bir amber ve biraz da tütsüyle yapılmakta. Sonlarda garip şeyler olmuş= Deri ve amber, birbirine bu denli zıt ve bağdaşmaz biçimde nasıl kullanılır ? Hatta, amber, biraz da öd ağacına benzer bir yoğunluğa sahiptir. Bu kısımda tatlılık giderek azalıyor. Deri, amberi bastırmış. Koyu ve karanlık hissiyat alınıyor.
Koku düzlemi= Çiçekler ve portakal- baharat katmanı/ deri- derimsi amber- tütsü. Genellikle böyle bir yapı gösteriyor. Notalar iç içedir. Bazı notalar kendini tekrar hatırlatıyor. Çiçekler başta ve ortada tekrar görünüyor. Baharatlar ortada yoğundur, sonlarda az bir şey etkilidir.
Derinlik ve konfor noktası= Deri teması her zaman baskındır. Baharat- amber- tütsü kullanımını beğendik. Bu çizgide bütün güzellik, kalite, şatafat ve zenginlik unsurları toplanmakta. Ne ki, kalıcılık sağlayan notalar
deri- baharatlar- amber biçimine girmiş.
Deri kullanımını beğenmediğimizi söyleyelim= Hayvansal, ağır ve yapay olması hoşumuza gitmedi. Başlangıçtaki hacı yağı rayihaları da çok zorlama şeylerdir.
Amber kullanımını, Serge Lutens' in Ambre Sultan parfümüne benzetiyorlar. Güzel, egzotik bir amber...
Tam bir sonbahar- kış kokusudur ve soğuk havalar için özellikle tasarlanmış gibidir. Günlük kullanıma değil, niş- konsept kullanıma yöneliyor. Tende kalıcılığı bir günü geçmekte. İki- üç fıs yeter. Dengeli sıkılmalıdır.
Serge Lutens- Cuir Mauresque, size ne ifade ediyor, ne söylüyor ?
Yoğun hacı yağı esintili bu parfüm, günlük parfüm kullanıcıları tarafından tutulmaz. Bu parfümün ilham kaynaklarının Kuzey Afrika/ Mağrib Arap tandanslı olduğunu söylemiştik.
Aklıma şunu getiriyor=
Kurtuba Ulu Camiî ve onun bitkisel süslemelerini, Bizans dönemi mozaiklerini, tavanındaki ahşap işçiliğini, öd ağacı ve abanoz ağacından yapılan minberini; sütun ve kemerlerle bölünen mimarî formunu düşünmekteyim.
Kurtuba, bugünkü adıyla Kordoba, İspanya' da bir kenttir. Ulu cami de, kentin ortasından geçen ırmağın kıyısına inşa edilmiş. Endülüs Emevî- Arap hanedanı dönemine tarihleniyor. Bugün katedral olarak kullanılıyor.
Ayrıca, Kordoba kenti, kendi adıyla bilinen deri eşyalarıyla ünlüdür. Deri sanayiî gelişmiştir. Parfümün adı hem Kordoba' yı, hem de Mağrib ülkesini çağrıştırıyor.
Koku- 3 Kalıcılık- 5
Kendinize en uygun parfümü seçip, beğeniyle kullanabilirsiniz. Parfüm Testimize katılın. http://7nota1parfum.blogspot.com.tr/p/parfum-testi.html
